Hipnoz bilinçaltına ulaşarak “farkındalık durumu” yaratan bir uygulama yöntemidir.
Hipnoz sırasında kişiye yapılan tedavi (terapi) yöntemine ise “hipnoterapi” adı verilir. Yani hipnoterapi, hipnoz tedavisi anlamına gelir. Hipnoterapi kişinin bilinçli kısmına değil, buzdağının görünen kısmının altında gizli yer alan alana, yani “bilinçdışına” ulaşmayı arzular.
Kişilerde tamamen tedavi ve rahatlama, zihni rahatsız eden korkulardan kurtarma amacıyla uygulanan hipnoz tedavileri sırasında kişi tamamen uyumaz ve aslında bilinci her zaman açıktır. Ruh hali aynı uyku ile uykuya geçme arasında yer alan hafif bir bulanık haldedir. Diğer yönden hipnoz sihir veya büyü de değildir.
Hipnoz diğer pek çok terapi yöntemine ek olarak uygulanan kolaylaştırıcı-hızlandırıcı bir yöntemdir. Yani hiç bir psikolojik rahatsızlığın tedavisinde tek başına uygulanmasa da diğer terapi tekniklerine ek olarak uygulandığı zaman anlamlıdır.
Hipnoz ile kişi kendi iç dünyasında bir yolculuğa çıkar, iç görü kazanır, rahatlar ve yoğunlaşır. Konsantrasyon ne kadar fazla ise hipnozun etkinliği ve yararı da o kadar fazla olur.
Hayal dünyaları gelişmiş ve zeki kişiler daha kolay hipnoz olabilirler. 5 yaşından küçük çocuklar, kooperasyonu düşük kişiler (mental retardeler, sosyopatlar) hipnoz edilemezler. Diğer taraftan çok ileri yaşlarda da (65 yaş üzerindeki kişilerde) de hipnoz zordur.
Bilinçli hipnoz ile bilinç tam olarak açıkken kişilerin bilinçaltındaki bir takım problemlerin ortaya çıkarılmasıyla bir “farkındalık durumu” yaratılabilmekte ve kişiye verilen bazı telkinlerle hayata geçirilebilecek olumlu etkiler oluşturulabilmektedir.
Dünyada hipnoterapiyi (hipnoz ile tedavileri) en çok psikologlar, diş hekimleri ve üçüncü sırada (%25 sıklıkla) jinekologlar uygulamaktadır.
Kadın hastalıklarının (jinekolojinin) pek çoğunda psikolojik nedenler rol oynadığı için hipnoterapiyle ilaç veya ameliyatlara gerek kalmaksızın pek çok problem kolay bir şekilde çözüme kavuşabilmektedir.
Vajinismus ve disparoni problemlerinde psikolojik tedavilere ek olarak uygulanan hipnoterapi ile oldukça olumlu sonuçlar alınabilmektedir.
Vajinismus bir tarife göre “cinsel korku” hastalığıdır. Cinsel ilişkide korku (cinsel fobi) kaynağında ise küçüklükten beri gelen aile yetiştirme sırasında alınan mesajlar, yaşanmış tacizler veya kulaktan duyma ilk gece hikayeleri ile ilgili cinsel mitler (hurafeler) yer alır. Tüm bu korkular bilinçdışına atılmıştır ve kişi bu durumunun farkında olmadan yaşamaya devam etmektedir.
Vajinismus tedavisi ile yapılan hipnoterapilerdeki amaç kişinin psikolojik olarak rahatlaması, gevşemesi, kasılmalarının azaltılması, farkındalığın sağlaması ve korkularının giderilmesidir.
Vajinismus sorunu yenen bayanların pek çoğunun hayatında son derece önemli değişimler gerçekleşmektedir. Hatta kişilerin artan özgüvenleri ile diğer korkularının da üzerine giderek sorunlarını aştıklarını mutlulukla izlemekteyiz.
Unutmayınız; Hipnoz hiç bir zaman vajinismus tedavileri için tek başına bir yöntem değildir. Bilişsel ve davranışsal cinsel terapilere eklendiği zaman tedavi sürecini hızlandırmakta ve tedaviyi hızlandırmaktadır. Bu yüzden biz de yalnızca gerekli olan hastalarımızda ve eğer hastanın da bizden bu yönde bir talebi olursa cinsel terapilerde hipnozu kullanabiliyoruz.
Hipnoz değişik fobi (korku) problemlerinde, yaygın anksiyete bozukluğunda (içsel sıkıntılar),hafif düzeyli depresyon tedavisinde, değişik korku ve yaşam kaygılarının giderilmesinde, travma sonrası stres bozukluğunda ve panik atak sorununun çözülmesinde de oldukça yaralı etkilere sahiptir.
Diğer taraftan OKB (Obsesif Kompulsif Hastalık – Saplantı Takıntı Hastalığında) hipnoz tedavileri önerilmemektedir.
Hayır. Deneyimli ve sertifikalı kişiler tarafından uygulanıldığında hipnozun hiçbir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Hipnoz konusu ile ilgili bilgiler almak bizi arayabilirsiniz.
Copyright 2024 Vajinismus. Tüm Hakları Saklıdır.
Hayat bana küçücük adımlarımı atarken sundu korkuları…. Ben farkına bile varamadan ne olduğunu hiç anlayamadan büyüttüm korkularımı. Ne suçum vardı benim? hep bir savaş içindeydim. Hep suçlu aradım. Hep adım atmaya çalıştım. Ama her defasında korkularımla ayaklarıma bakar buldum kendimi. Kimse anlam veremedi. Zaten kimseye de söyleyemedim. Söyleyecek a...
Bu sorunu bitirmeye karar verdiğimde 8 aylık evliydim. Eşimle birbirimizi severek evlenmiştik. Flört ve nişanlılık dönemimizde her şey normaldi. Böyle bir şeyin başıma geleceğini hiç aklıma getirmemiştim.Önceden beri vajinismusu duyuyordum. Hatta başıma gelmesinden de korkuyordum. Maalesef başıma geldi. Eşimi çok sevmeme her şeyin çok güzel gitmesine ra...
Hocam tekrar teşekkürlerimi dile getirmek için yazıyorum. Herkese açık okunsun istemediğim için bu yolu seçtim. Her şey için sonsuz teşekkürler Süleyman hocam. Hala sizi unutamıyorum bendeki etkiniz o kadar büyük ki buna yazıyla sözcüklerle karşılık bulamıyorum, evet abartmıyorum ve her doktor da sizden bir şeyler arıyorum. 4 aralık 2010, henüz öğrenci...
Gözlerimi açtığımda uyanmayı başarmıştım. Kabus bitti… Gördüğüm bir rüya mıydı yoksa gerçekler mi ? 1,5 ay önce evlenmiştim. Artık ömrümün sonuna kadar seveceğim insan yanımdaydı çok mutluydum ama bu kadar erken böyle bir kabusun içine düşebileceğim nerden aklıma gelirdi ki… İlk gece tanıştım vajinismusla… Anlatılanlar, verilen mendiller, beklenen biz i...
Bir Kızılderili atasözü der ki: “Bir insanı anlamak istiyorsan, onun makosenleriyle yürü.” Aynı semptomu yaşayan bizler, aynı makosenler içinde adım atan, dünyayı benzer gözle gören, şüphesiz birbirini en iyi anlayan insanlarız. Hikayemi yazmaya karar verdim. Çünkü iyi bir şeyle karşılaştığın zaman, yapmamız gereken ilk şey, bulabildiğimiz insanlarla, v...